FRANSA

Blogumun konsepti gereği Fransa diye başlık attım ama gittiğim yer Fransa'nın kuzey doğusunda küçücük bir kasaba olan Colmar! Yani Fransız topraklarını canım kızımla ziyaretimiz bu kara parçasıyla sınırlı...

Colmar, Fransa'nın Alsace bölgesinde yer alan turistik bir bölge. 
Alsace de üzüm bağlarıyla meşhur Fransanın 26 bölgesinden biri.. Almanya ve İsviçre'nin hemen yanıbaşında...
Alsace bölgesi, şarap kültürü, tarihi dokusu ve mimarisi ile tanınan yüzlerce köye sahip. Özellikle Alsace Şarap Yolu üzerindeki köylerin görülmeye değer olduğunu düşünsem de bunun için araba kiralayıp daha uzun bir tatil programı yapmak gerekiyordu. Ama olmadı. 
Biz en son İsviçre Basel'deydik. Colmar'a bir uğrayıp gelelim dedik. Basel'den hızlı trene bindik ve yaklaşık 1 saat sonra Colmar'daydık. 

Trenden indikten yaklaşık bir 10 dakika daha yürüyerek tarihi ve turistik bölgeye vardık. Yol boyu düzenli sokaklar ve güzel evler vardı. Ancak sokaklar çok sessizdi, caddelerde turistlerden başka kimse yoktu. Sakinleri tarafından terk edilmiş gibiydi.

Bir süre sonra Colmar'ın tarihi bölgesindeydik. Bu bölgenin evleri mimari olarak çok orijinal. Gerçi zaman zaman çıkan yangınlardan sonra evlerin çoğu aslına sadık kalınarak yeniden yapılsa da her şeye rağmen geçmişin o havasını soluyorsunuz. Çoook güzel!

Buradaki evler rengarenk cepheli ve yarı ahşap mimarisi ile dikkati çekmekte.. Ahşap kirişler genellikle geometrik desenler oluşturacak şekilde dizayn edilmiş. Kirişlerin arasındaki boşluklar, taş, tuğla, saman veya kil ve sıva ile doldurulmuş. 
Renkli cepheler her ailenin kimliğini ve sosyal statüsünü belirlemek üzere tasarlanmış. Farklı renkler ve desenler mahallede hangi ailenin oturduğunu belirlemek için de kullanılmış. Örneğin; mavi cepheli ev bir zanaatkarlara ait iken, sarı evler peynircilere, beyaz evler ise fırıncılara... ait olduğu söyleniyor.

Biz Colmar'a Kasım sonu gittik.Gittiğimizde noel pazarları daha yeni kurulmaya başlamıştı. Bu yüzden kalabalık yoktu. Yoksa bırakın fotoğraf çektirmeyi bu sokaklarda zor yüründüğünü arkadaşlarımdan duymuştum.

Colmar'da kanalların olduğu bölgeye "Küçük Venedik" (La Petite Venise) diyorlar. Gerçi burası Venedik ile karşılaştırılamayacak kadar küçük olsa da La Petite Venise Colmar'ın en ikonik bölgelerinden biri ve rengarenk evlerle çevrili küçük kanalların olduğu bir alan.
Şehir içindeki kanallar, kasabanın ortasından geçen Lauch Nehri tarafından oluşturulmuş   Bu kanallar, Orta Çağ'da ticaretin ve taşımacılığın önemli bir parçasıymış. Şehirdeki balıkçılar, deri işçileri ve tüccarlar, kanallar boyunca mallarını taşır ve satarlarmış. Özellikle de şarap üreticileri bu kanalları kullanırmış.
Şimdi, günümüzde ise kanallar üzerinde tekne turları düzenleniyor.

Bir tarafı kanala açılan  kapalı pazar (Marche Couvert)'a giriyoruz. Pazar Colmar'ın tam tarihi merkezi olan Rue des Vignerons'da yer alıyor.
Marche Couvert 1865 yılında inşa edilmiş. ilk olarak yerel çiftçilerin ve tüccarların ürünlerini satmaları amacıyla yapılan pazar, şehrin önemli bir ticaret merkezi olmuş. 

Pazar alanı oldukça geniş; her türlü yerel lezzetleri ve Alsace kültürünü keşfedebileceğiniz bir yer burası.
Özellikle Alsace şaraplarını yerel üreticilerden temin edebilir, yöresel peynirlerden biri olan Munster peynirini tadabilir, pastane ürünleri bölümünden ise Alsace bölgesine özgü Bretzel ekmeğini deneyimleyebilirsiniz.
Pazarın küçük bir bölümünde restoran ve cafeler var. Hem alışveriş yapabilir hem de pazar içerisindeki bu restoranlarda yerel lezzetlerin tadına ve özellikle Alsace bölgesinin enfes beyaz şaraplarını yudumlayabilirsiniz.

Colmar'da bu güzel tarihi binaların üst katlarında oturulurken alt katlarında da çeşitli hediyelik eşya dükkanları, restoran ve cafeler var. 
Restoranların içleri genelde küçük ve sayıları da fazla değil. Bir de öğle ve akşam yemek servis saatleri var. Böyle olunca bu gibi yerlere önceden rezervasyon yaptırmak gerekiyor. Ya da kuyrukta bekleyip sıranızın gelmesini bekliyorsunuz.
Kafeler ya da bistro tarzı yerler ise günün her saati açık.

Colmar sokaklarında yürürken, yer döşemelerinde, sokak tabelalarında veya bina cephelerinde Özgürlük Heykeli’ne dair küçük detaylar ve objeler görebilirsiniz. "Ne alaka?" demeyin... 
Colmar'da doğmuş olan kasabanın ünlü bir sakini var. İsmi; Frédéric Auguste Bartholdi... Bartholdi, Özgürlük Heykeli'nin heykeltıraşı...
İşte Bartholdi'yi onurlandırmak için yapılan Özgürlük Heykeli temalı objeler, Bartholdi'nin mirasını ve sanatını yaşatmak için bu temaları şehir genelinde kullanmış. 
Colmar'ın girişine biraz uzak bir yerde ise büyük bir Özgürlük Heykeli replikası bulunuyor. Dediğim gibi Heykel, şehrin ana girişinin biraz dışında olduğundan biz göremedik.

Yine Colmar'ın en ikonik bölgelerinden biri... Karşıda görülen çok süslenmiş binanın üzerinde Au Vieux Pignon yazıyor. Bu yazı genellikle o binanın eski ve tarihi bir yapı olduğunu ayrıca geleneksel Alsace mimarisinde yapıldığının göstergesiymiş.
Bu tür tarihi yapılar bolca fotoğraf alınan noktalar oluyor..

Saint Martin Katedrali ya da Klisesi Colmar'ın en eski yapılarından biri ve 1235 ile 1365 yılları arasında inşa edilmiş olup, Fransa’nın Alsace bölgesinde Gotik mimarinin tarihi bir örneği...
Colmar bir Orta Çağ kenti. Colmar’ın adı, tarihî kayıtlarda ilk kez 823 yılında ilk kez Karolenj İmparatorluğu'nda geçiyor. 13. yüzyılda ise Roma imparatorluğunun bir parçası olan Colmar, özellikle o yıllarda şarap üretimi ve ticareti yoluyla çok zenginleşmiş. Daha sonra Colmar, Alsace bölgesindeki diğer şehirlerle birlikte özerklik kazanmış ve lordlar tarafından yönetilmeye başlanmış.
17. yüzyılda otuz yıl savaşlarında çok zarar gören Colmar Fransa'ya katılmış. Ve ondan sonra da bir Fransa bir Almanya derken bu iki ülke arasında gidip gelmiş. 
II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından işgal edilen şehir, savaşın bitiminde ise son olarak Fransa'nın yönetimine geçmiş ve öylece kalmış.

Sonuç olarak; Colmar, tarih boyunca çeşitli kültürlerin etkisi altında kalarak zengin bir miras geliştirmiş. Fransız ve Alman kültürünün birleştiği bu şehir; mimarisi, gastronomisi ve şarapları ile benzersiz deneyimler sunuyor. 
Tarihi dokusu ve korunmuş yapıları sayesinde, adeta bir Orta Çağ masalı kasabası görünümünde olan Colmar'ı bir gün içinde rahatlıkla gezebilirsiniz.